Teknoloji gün geçtikçe değişip gelişiyor. Metaverse’ün sağlayabileceği olanaklarla ilgili dönen sohbet de o denli koyulaşmakta! Akla en çok gelen ve belki de metaverse sayesinde en büyük devrimleri göreceğimiz alanlardan biri de şüphesiz eğitim oluyor. Eğitim ve teknolojinin daha da birleşmesinin bir örneğini pandemi süreciyle birlikte 2020 ve 2021 yıllarında gözlemledik. Verimliliği tartışmalara yol açmış olsa da eğitim için etkisi göz ardı edilemez bir gelişme olduğu aşikar. Ancak metaverse daha mı verimli olacak, nasıl gelişmelere sebep olacak henüz merak konusu. Bu yazıda birkaç araştırmadan ulaştığım sonuçlarla gelecek için tahminlerde bulunacağız. Kim bilir belki bundan bir süre sonra kimimizin çocuklarının hayatı için bugünkü tahminlerimiz günlük sıradan şeyler olacak.
“Anne, baba biliyor musunuz? Bugün fen dersinde öğretmenimiz bizi galakside tura çıkardı!”
Komik veya saçma geliyor olabilir kulağa. Ama bir zamanlar cepte taşınan küçük ve tuşsuz telefon veya çeşitli farklı şovlar sunan elektrikli bir kutu hatta yeterince geriye giderseniz kadınların sahip olduğu haklar bile saçma ve komikti.
Metaverse nedir ne değildir kimdir kimlerdendir bu kısmın üstünde çok uzun durmayacağım. Çünkü bunu uzun uzadıya konuşmuştuk ama merak edenler veya kaçıranlar için aşağıda yazının linki bulunuyor.
Metaverse aslında bizlerle gerçeklik arasındaki bir katman. Sanal ve artırılmış gerçek kavramı metaverse için merkezdeki kritik iki bileşen ve metaverse’ün iddası bu bileşenler yardımıyla tüm faaliyetlerin gerçekleştirilebildiği üç boyutlu sanal bir dünya. Eğitim sektöründe önemli bir kullanım imkanı bulan üç boyutlu sanal dünya, sanal ve artırılmış gerçeklik öyle görünüyor ki günümüzde metaverse ile sektörde yerini alacak. Örneğin Duan çalışmalarında bir üniversite kampüs prototipini metaverse içinde gerçekleştirmişti diğer sınıflara uygulamanın da mümkün olduğunun göstergesi değil mi bu sizce de?
COVID-19 nedeniyle eğitim, toplumsal yaşam, ekonomik faaliyetler ve kültürel etkinlikler ve gündelik yaşam ya da aklınıza gelebilecek diğer çoğu şeyde köklü değişimler izledik. Bunun sonuçlarından biri de elbette ki dijital dönüşümün kazandığı ivme oldu. Yapay zeka, veri, bulut teknolojileri ve asıl konumuz metaverse! 1990’lardan beri varlığından söz ettiren bir teknolojinin parlama imkanı oldu diyebiliriz COVID-19 pandemisi için. Yalnızca zorunlu eğitim veya üniversite şeklinde değerlendirilmemeli bu eğitim, pandeminin ardından online kurslar ve eğitimler de çeşitlenip yaygınlaştı. Ki şu an da bunları internet üzerinden yapabilmeye kanı kaynamış olan insanlar için bu ilginç kavramın ses getirmesi kaçınılmaz. Öyle görünüyor ki metaverse belediye işlemlerimizden, günlük sosyal etkinliklerimize, ödeme işlemlerimize, eğitim faaliyetlerimize kadar pek çok yönden hayatımıza girecek.
Gerek sanal gerçeklik gerekse artırılmış gerçeklik günümüz dünyasında eğitimin pek çok alanında, eğitim süreçlerini etkinleştiren bir araç olarak kullanılıyor. Hem sanal gerçeklik hem de artırılmış gerçeklik ortamları ya da bu iki kavramı aynı çatıda toplayan genişletilmiş gerçeklik, öğrencilerin kontrollü ortamlarda öğrenme etkinliklerini gerçekleştirerek sanal öğrenme deneyimini sağlamakta yardımcı oluyor. Günümüzde sınıflarda sanal seyahatler için, yetkinlik ve deneyim kazandırmak için, sanal oyun ortamlarında ve yeni becerilerin oyunlaştırılması için ilgili teknolojiler kullanılabiliyor. Araba kullanma becerisinin kişiye kazandırılması, açık ve güzel bir havada teleskop ile uzaya bakıyormuş gibi yıldızları seyretmek için bu teknolojiler kullanabilmek mümkün. Kütüphaneler hikaye anlatımı için veya bir uzay yolculuğu sayesinde gezegenleri kullanıcılarına tanıtmak için sanal gerçeklik kullanılabiliyor.
Lee 2012’de artırılmış gerçeklik teknolojisinin, eğitim ve öğretimde ilgi çekici bir konu haline geldiğini savunmuş, Henderson ve Feiner 2007’de gerçek ve sanal nesneleri üç boyutlu olarak birleştirmenin bilişsel yükü azaltmada yardımcı olduğunu keşfetmişlerdir. Görüntülenen sanal nesneler, kullanıcıların kendi duyuları tarafından maalesef doğrudan algılanmamaktadır. Artırılmış gerçeklik eğitim uygulamaları, kullanıcının gerçek dünya ile algısını ve etkileşimini geliştirebiliyor. Butt 2018’de, sanal gerçekliğin ustalıkla öğrenmeyi ve akılda tutmayı teşvik etmek için yenilikçi bir yaklaşım ortaya koydu, oyun tabanlı öğrenme ilkeleriyle birleştirilmiş özel dokunsal teknoloji bu süreçlere olumlu katkı sunuyor. Schoenfeld 2016’da araştırmaların, bir eğitim aracı olarak artırılmış gerçeklik uygulamalarının öğrencilerin performansını ve analitik becerilerini geliştirebileceğini gösterdiğini belirtti. Artırılmış gerçeklik uygulamaları ayrıca öğrencilerin motivasyon ve katılım düzeylerini artırdığını araştırmalarla kanıtladı.
Eğitimdeki metaverse rüzgarına yaptığımız inceleme sonucu açıkça görebiliyoruz ki; metaverse teknolojisinin eğitim süreçleri üzerine olumlu etkisi ve katkısı tartışmasız bir gerçek ve günden güne bu etkinin gelişip yayılacağı da kaçınılmaz bir sonuç. Bence yapılabilecek en doğru hamle ayak uydurmayı deneyip deneyimin tadını çıkarmak olacak.
Metaversele ilgili ilk yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
KAYNAKÇA
Schuemie, M. J., Van Der Straaten, P., Krijn, M., & Van Der Mast, C. A. (2001).
Research on presence in virtual reality: A survey. CyberPsychology &
Behavior, 4(2)
Alang, N. (2021). Facebook wants to move to ‘the metaverse’ - here’s what that is,
and why you should be worried.
Albawaba, (2021). Seoul Becomes First City to Join the Metaverse.
0 Yorum:
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için lütfen giriş yapın veya kayıt olun.