Artık hepimiz gökyüzünün bir sınırı olmadığını biliyoruz. Düşündüğümüzden de yakın bir zamanda Mars’a ticari uzay yolculukları için rezervasyon yapıyor, işe giderken uçan taksilere biniyor veya Amazon paketlerimizi drone’lar ile teslim alıyor olabiliriz.
Drone teslimatları, ölçeklenebilir ve global olarak kabul edilebilecek bir çözüm olmaktan çok uzak değil.
COVID-19 salgını ve karantinalardan bu yana yeni bir ivme kazanan bu teknoloji, insanların ihtiyacı olan şeyleri ihtiyaç duydukların anda almalarını halihazırda olan trafiği arttırmadan daha hızlı bir şekilde sağlıyor.
Kaliforniya merkezli bir AI destekli drone çözümleri sağlayıcısı olan UVL Robotics tarafından yürütülen yeni bir araştırma, otonom ve 7/24 bir şekilde depodan parsel istasyonuna taşıma modelinin kentsel ortamlara güvenli ve verimli bir şekilde uyabileceğini bize gösteriyor. Bu kentsel ortamlara 2050 yılına kadar küresel nüfusunun üçte ikisinden fazlasının yaşamasının beklendiği çok katlı konut alanları da dahil *.
UVL Robotics, bu araştırmasını Umman Sultanlığının başkenti olan ve bir milyondan fazla nüfusa sahip olan Maskat’ta, kendi otonom sistemiyle yaptığı somut çalışmaya dayandırdı.
UVL Robotics aynı zamanda, Umman Sivil Havacılık Otoritesi’nden ve yerel yönetimden “Beyond Visual Line of Sight (BVLOS) Drone Opeartion Licence” (Görüş Alanının Ötesinde Drone Operasyon Lisansı) alan dünyadaki ilk şirkettir.
UVL Robotics kurucu ortağı ve MENA Direktörü Moosa Al Balushi, Euronews Next'e verdiği demeçte, “Lojistik konusunda ilaçtan gıdaya, market teslimatına ve postaya birçok sektörde çokça test ve deneme yaptık.” dedi.
Öbür Teslimat Türlerine Göre Daha Hızlı ve Ekonomik mi?
Teslimat zincirinin son ayağı olan kurye dağıtım süreci, toplam nakliye maliyetinin yaklaşık yarısını oluşturur.
Bu, drone’ların verimli ve uygun maliyetli bir çözüm sunabileceği 2028 yılına kadar 50 milyar Euro'ya ulaşacağı tahmin edilen pahalı bir pazar.
UVL Robotics’in bu araştırması bize kentsel ortamlarda teslimatları teslim etmek için drone’ları kullanmanın teslimatı insan gücüyle yapmaktan daha pahalıya mal olmayacağını gösterir nitelikte.
Ortalama olarak, altı drone’un 10 km’lik bir yarıçapa sahip bir alanda günde 192 kadar hızlı yolculuk gerçekleştirdiği bir senaryoda, 3 kg’lık bir bakkal paketi tesliminin fiyatı 5 $ veya daha az olacaktır.
Al Balushi’ye göre bu fiyat, teslimat ürünlerinin çoğu büyük dağıtım şirketi tarafından teslim edilmesine yakın bir değer. Ancak drone sistemleri hem daha güvenli hem de üç kata kadar daha hızlı.
“Teslimatları günlerden saatlere, saatlerden de dakikalara indirdik.” diyen Al Balushi, özellikle Umman’ın ulaşılması zor dağlık bölgelerinde ve adalarında nakliye sürelerini kısaltabileceğini de belirtti.
“Internet of Things (IoT)” (Nesnelerin İnterneti), “Computer Vision” (Bilgisayarlı Görü) ve pil hücresi yoğunluğu gibi önemli alanlardaki teknolojik gelişmeler teslimatların tam döngüsünü otomatikleştirerek, işletmeden tüketiciye olan lojistik hakkındaki görüşleri değiştirebilir.
Al Balushi, “Bütün bu gelişmeler çok hızlı oluyor, iki yıldan az bir süreden bahsediyorum.” dedi.
Trafik Sıkışıklığını ve Karbon Emisyonunu Azaltmak
Bir World Economic Forum (Dünya Ekonomik Forumu) raporuna göre, artan e-ticaret kullanımı ile birlikte, teslimat zincirinin son ayağı olan kurye dağıtım sürecinde 2030 yılına kadar %78’lik bir artışla birlikte dünyanın en büyük 100 şehrinde teslimat trafiğinden kaynaklanan karbon emisyonlarının %30 artması bekleniyor.
Tamamen elektrikli drone tabanlı teslimat yöntemleri, kara tabanlı teslimat alternatiflerine göre birçok yönden daha çevreci bir çözümdür.
Şu anda yapılan test teslimatlarının çoğunun bir kamyonet veya kamyonla taşınmayı gerektirmeyecek kadar küçük paketler olduğunu belirtmekte fayda var. Ayrıca UVL Robotics, araçlara paketlerin yüklenmesi ya da boşaltılması esnasında araçların rölantide durmamasının karbondioksit emisyonlarında %30 ila %50’lik bir azalmaya açabileceğini buldu.
Ayrıca hava teslimatlarına geçiş, trafik kazalarının sayısını da azaltır. Böylelikle hava teslimatlarının hayat kurtarma potansiyeli de olur.
UVL Robotics, bu sistemini, tam otomatik ve hassas bir şekilde iniş sağlayan, drone’ları şarj eden, ideal sıcaklık dengesini sağlayan ve kapıda ödemelerle (nakit ya da kart) birlikte iadeleri de gerçekleştiren akıllı parsel istasyonlarına dayandırmıştır.
Kârlılık
Son çalışmalarda, otonom bir kurye dağıtım sistemini benimseyen iş modelinin daha ekonomik ve ölçeklenebilir olduğu kanıtlanmıştır.
Yüke özel konteynerler, depolardan parsel istasyonlarına giden sabit rotalar gibi etmenler sayesinde finansal olarak sürdürülebilir olan otonomi modeli, pilotlu bir drone modelinin başarabileceği her şeyin çok ötesindedir.
Gürültü düzenlemeleri, mahremiyet kısıtlamaları, uçuşa yasak bölgelerin varlığı gibi kentsel ortamlarda drone’ların kullanımı ile ilgili bütün olası problemlere rağmen UVL Robotics’in bu çalışması, bu teknolojiye yatırım yapan şirket ve yatırımcılar için kâr etme potansiyeli yüksek olan bir yatırım pozisyonundadır.
Londra merkezli bir risk sermayesi şirketi olan Yuvidigital Worldwide'ın kurucusu Yogesh Gaikwad, Euronews Next'e verdiği demeçte, “Kentsel devinim hızla gelişiyor ve önümüzdeki yıllarda da hızlanmaya devam edecek. COVID-19 inovasyonundan ve Avrupa’daki savaştan sonra işlerin hızla ilerlediğini görmeyi umuyoruz.” dedi.
Yuvidigital Worldwide, Fransız bir eVTOL (electric vertical take-off and landing) girişimine yatırım yapıyor ve kentsel devinime odaklanan bir özel sermaye fonunun lansmanı üzerinde çalışıyor.
Gaikwad bu girişim hakkında, “Sektördeki birçok büyük aktör de bunun üstüne çalışıyor. 2024’teki Paris Olimpiyatları’ndan da güzel teknolojilerin gelmesini bekliyoruz.” dedi.
Amazonun ise zaten drone ile otonom teslimat konusunda çalışmaları var. Bu sistem üzerinde on yıl çalıştıktan sonra haziran ayında California’nın ilk Prime Air drone teslimatlarını bu yılın sonunda yapacağını duyurdu *.
E-ticaret devi, bir blog yazısında “Farklı bir şey inşa ediyoruz” dedi.
“Herhangi bir gözlem gerektirmeden teslimatları ulaştıracak; insanlardan, evcil hayvanlardan, diğer hava araçlarından ve öbür engellerden güvenli ve güvenilir bir şekilde onları fark edip onlara çarpmadan drone’umuzun daha uzak mesafelerde çalışmasını sağlayacak; sofistike ve benzerlerinin en iyisi olan bir ‘algıla ve kaçın’ sistemi geliştirdik.”
İki düzineden fazla prototipi test ettiğini söyleyen Amazon, bu gelişmiş yetenekleri kullanan drone’ları kullanmak için gereken “FAA Air Carrier Certificate” sertifikasını almak için ABD Federal Havacılık İdaresi ve diğer düzenleyici kurumlarla sıkı bir şekilde çalışıyor.
Yasal Zorluklar
Ulusal otoritelerin bütün bu teslimat drone’larının gökyüzünü kapatmasına ne kadar kolay izin vereceği ise hala belirsiz.
Gaikwad, “ABD, Japonya ve Çin, regülasyonlar söz konusu olduğunda daha rahat kararlar verebiliyorlar. Bu noktada kilit olan, Avrupa bürokrasisinden izin alabilmektir.” dedi.
Anında hizmet veren bir lojistik şirketi olan Zipline’da Küresel Havacılık Politikası Direktörü ve Dünya Ekonomik Forumu’nda gündeme katkıda bulunan Harrison Wolf’a göre; doğru bir yasal düzenleme, drone-kurye dağıtım sürecini mümkün kılmak için en az doğru teknolojiler kadar kritik bir bileşen.
Wolf, “Teknoloji tarafında, drone kullanımın yaygınlaşabilmesi için, teslimat noktalarına güvenli ve güvenilir bir şekilde ulaşmak için diğer hava araçlarını ve nesneleri tanımlayabilecek ve onlara çarpmadan uçabilecek drone’lara ihtiyacımız var.” dedi.
Tersine lojistik, muhtemelen kurye dağıtım aşamasıyla uğraşan işletmelerin ana zorluklarından biridir. Zipline, etrafını 360 dereceyle görebilen ve 2 km menzil içindeki engelleri tanımlayabilen, sektörün ilk akustik “algıla ve kaçın” teknolojisini şimdiden geliştirdi.
Wolf, “Yasal tarafa baktığımız zaman; şirketler, topluluklar için etkiyi maksimize etmek için drone teslimatlarının geniş alanlarda yapılmasını sağlayan yasal düzenlemeler geliştirmek için hükümet ve paydaşlarıyla sıkı bir çalışma halinde.” dedi.
Ayrıca, bu alandaki birçok oyuncu bu yeni teknolojinin, şehir ve kentlerin dışında yaşayan insanlar için nasıl daha anlamlı ve kullanılabilir bir teknoloji haline getirilebileceğine odaklanıyor.
Risk sermayedarı Gaikwad, “Drone’lar hayatları değiştiriyor. Zor bir arazi olan Hindistan’ın kuzey doğusunda, drone’lar organ teslimatları gerçekleştirdi.” dedi.
Pandemi, mevcut lojistik sistemlerin olması gerektiği kadar verimli, etkili ve adil olmadığını gösterdi. Drone’lara ilgisi olanlar, drone’ların ekstrem yollarda teslimat yapabileceklerini, bu sayede ulaşılması nispeten daha zor olan topluluklara hizmet edebileceklerini ve nihayetinde, başta lojistik olmak üzere, birçok konuda var olan eşitsizliklerin üstesinde gelmeye yardımcı olabileceklerini savunuyorlar.
Wolf, “Drone teslimatlarının kentsel alanlarla sınırlı olmadığını açıkça belirtmek istiyorum” dedi ve bunun yerine drone’ların “daha iyi erişim ve bununla birlikte daha fazla eşitlik” sunabileceğini vurguladı.
Wolf ayrıca, “Çalışmamız, yaşadığınız yerin yaşadığınız yeri etkilememesini sağlar. Drone teslimatı sayesinde insanlar ihtiyaç duydukları herhangi bir şeyi, ihtiyaç duydukları anda, 15 dakika gibi bir kısa sürede alabiliyorlar.” dedi.
3 Yorum:
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için lütfen giriş yapın veya kayıt olun.